Uykuda Nefes Kesilmesi Uykuda nefes kesilmesi, uyku esnasında nefesin durması veya zorlaşması durumunu tanımlayan genel bir kavramdır. Bu terim, uykuda oluşan apne ve hipopne durumlarını kapsar. Apne, nefesin 10 saniye veya daha uzun süre durmasıdır. Hipopne ise nefesin 10 saniyeden uzun süreli olarak %50'nin altında azalmasıdır. Uykuda nefes durması hali; normal fizyolojik ölçekte olabilir, sınırlı belirti veren laboratuvar bulgusu ölçek derecesinde olabilir veya hastalık tablosu oluşturan patolojik herhangi bir ölçekte olabilir. Uyku esnasında sağlıklı yetişkin bireylerde kısa süreli, fizyolojik kabul edilen nefes durma ve azalma durumları olur. Ancak, uykuda nefes durması ciddi klinik belirti veren düzeye ulaştığında bir hastalık olarak kabul edilir ve uyku apne sendromu ya da uykuda nefes durması rahatsızlığı olarak tanımlanır. Uykuda Nefes Durması Çeşitleri Uykuda nefes durması, tıkayıcı tip, santral tip ve mikst tip olmak üzere üç ana kategoride incelenir:
Tıkayıcı Uyku Apnesinin Oluşumu Tıkayıcı uyku apnesi, çeşitli etmenlerin karmaşık etkileşimi sonucu gerçekleşir. Bu durumun gelişiminde yaş ile artmak üzere; mukoza gevşekliği, bağ-yağ doku fazlalığı ve kas gücünün azalması gibi etmenler beraberce rol oynar. Yumuşak doku ve kemiklerin pozisyonları da bu rahatsızlık için çok önemlidir. Patolojinin merkezi yutaktadır. Uyanık durumda yutağın hava geçişine direnci önemli değilken, uyku sırasında direnç artar. Uyku esnasında; kasların istemli kontrolünün devre dışı kalması, yatış pozisyonu ve negatif basıncın katkısıyla gevşemiş, büyümüş veya güçsüzleşmiş olan damak, küçük dil ve dil kökü dokuları nefes alırken aşırı hareket eder, yutak kanalı büzülür ve nihayetinde tıkanır, hava geçemez olur ve nefes durur. Yutak tamamen tıkanmayıp, hava zorlanarak geçiyorsa, damak ve dil kökü bölgesindeki dokuların aşırı titreşmesi ve birbirine çarpması ile gürültülü ve yankılı horlama oluşur. Sağlıklı nefes alış burun içinden olur. Burun, hakkıyla görev yapamadığında, yutaktaki gevşemiş ve büyümüş güçsüz dokulardaki titreşim ve tıkanma artar. Uykuda nefes durması durumu, kanda oksijen düzeyi azalmasına ve karbondioksit düzeyi artmasına yol açar. Ancak en önemlisi, solunum yolunun direnci ve solunum organlarının ventilasyon yapma çabası artar. Bu direnç artışı ve ventilasyon çabası, burun, yutak ve gırtlakta yerleşmiş olan basınca duyarlı mekaniklerin uyarılmasına neden olur. Reseptörlerden giden uyarılar solunum merkezini alarm eder ve merkezden gelen uyarı ile solunum tekrar başlar. Bu döngü, tüm uyku süresince sürekli devam eder. Horlama ve Uykuda Nefes Durması Sıklığı Horlama ve uykuda nefes durması sıklığı, cinsiyet, yaş ve birçok etmenle ilişkilidir. Sürekli horlama ve uykuda nefes durması, modern çağın en büyük sağlık sorunlarından biridir. Bu durum, erkeklerde daha sık görülür. Yetişkin her altı erkekten biri sürekli horlar ve bunların yarısı, semptomlu veya belirtisiz orta derece ve üstü uykuda nefes durması hali gösterir. Hastalık, kadınlarda erkeklerin yaklaşık yarısı kadar görülür ancak menopoz sonrası kadınlarda da sıklık artar. Ayrıca ileri yaş gruplarında, hem erkeklerde hem de kadınlarda görülme sıklığı yüksektir. Şişmanlık, alkol ve sigara kullanımı ise hem horlama ve uykuda nefes durması olasılığını hem de bu zincire bağlı olaylar olasılığını artırır. |