Nefes açlığı, kişinin derin ve doyurucu nefes alamaması, göğüste baskı hissi ve boğazda düğümlenme gibi belirtilerle kendini gösterir.

Kalp atışı, kan basıncı ve sindirim sistemi hareketliliği gibi temel işlevler beyin sapı tarafından kontrol edilmektedir. Normal şartlarda bu işlevler fark edilmez, ancak bazı ruhsal hastalıklar nefes alıp verme işlevinde bozukluğa veya böyle bir hisse yol açabilir.

Günümüzde sıkça rastlanan ruhsal hastalıklardan biri de anksiyete bozukluğudur. Özellikle kalabalık ortamlarda veya stresli dönemlerde tetiklenir. Anksiyete bozukluğu, nefes açlığı hissine neden olabilir ve bu durum dikkat edilmesi gereken bir durumdur. Altta yatan fiziki bir hastalık olabileceği göz önünde bulundurularak uzman bir hekim tarafından araştırılmalıdır.

Nefes açlığı çeken kişilerin ilk olarak öyküsü dinlenmeli ve fiziksel muayene yapılmalıdır. Laboratuvar testleri ve bazı görüntüleme yöntemleriyle teşhis konulması sağlanır. Ancak genellikle nefes açlığı şikayetiyle doktora başvuran hastalarda altta yatan fiziksel bir rahatsızlık bulunmaz. Bu tür şikayetlerle gelen hastaların büyük çoğunluğunda psikolojik rahatsızlıklar ön plana çıkar.

Anksiyete bozukluğunun temel belirtileri arasında nefes açlığı yer alır. Bazen belirtiler belirgin olmayabilir ve kişi sadece nefes darlığı, huzursuzluk, sıkıntı ve uzun süre bir yerde duramama gibi etkiler hissedebilir. Nefes açlığı, özellikle kalabalık ve dar alanlarda kendini daha fazla gösterir. Derin ve doyurucu nefes alamama hissi, kişinin kendini daha fazla dinlemesine ve nefes darlığının artmasına neden olarak kısır döngüye yol açar.

Bu tür hastalarda durumun kabul edilmesi ve doktor ile iş birliği içerisinde tedavi sürecinin başlatılması önemlidir. Tedavi sürecine erken başlanması, olumlu sonuçlar alınmasını sağlar. Nefes açlığı yaşayan kişilere şu önerilerde bulunulabilir:

Bu yöntemler, nefes açlığı şikayeti olan kişilerin yaşam kalitesini artırabilir ve belirtilerin hafifletilmesine yardımcı olabilir.